Tüketici Hukuku

//Tüketici Hukuku
Tüketici Hukuku2019-04-12T12:12:56+03:00

Tüketici Hukuku

Tüketici Hukuku Ülkemizde 1995 yılında “Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun” şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu hukuk alanı, tüketiciye satılan ayıplı yani hasarlı mal veya satın alınan hizmetin vaat edilen gibi olmaması durumlarında, tüketicinin haklarını korumaktadır.

Satışı yapan kişi, bu ürünün ya da hizmetin anlatıldığı gibi olmasından sorumludur. Fakat aksi olan durumlarda da, kişinin yaşamış olduğu mağduriyetin telafisini yapmalıdır. Bu gibi durumlarda; ürün iadesi yapılabilir, ürün değişimi yapılabilir, üründeki hasar giderilebilir ve ayrıca burada seçme hakkı alıcıya ait olmaktadır. Bunlardan hiçbiri yapılmazsa eğer tüketici hukuku kanunlarının belirlediği cezai işlemler uygulanır.

Tüketici Kanunu Uygulamaları

Tüketici kanunu uygulamaları, kişilerin yaşamış olduğu haksızlığın telafisinin olması için belirlenmiştir. Bu maddelerin tamamına bu makalemizde yer vermemiz imkânsız olacağı için sadece bazılarını burada belirteceğiz.

  • Tüketici sözleşmeleri en az on iki punto büyüklüğünde ve okunabilir şekilde düzenlenilmelidir
  • Tüketici, sözleşmeyi imzalamadan önce gerekli olan bütün bilgilendirmeler yapılmalıdır
  • Sözleşmede belirtilen maddeler, keyfi olarak tüketiciye sorulmadan değiştirilemez
  • Bankalar sadece bakanlıkların belirlemiş olduğu ücretlendirmeleri alabilirler
  • Tüketici hukuku gereklerince, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulaması yapılamaz
  • İşyeri alanı dışında yapılan satış ve mesafeli satışlarda 7 gün, devre tatil sözleşmelerinde ise 10 gün olan cayma süresi 14 gün olmuştur
  • Tüketici kredisi ve konut finansmanı sözleşmelerinde tüketicinin isteği dışında sigorta yapılamaz
  • Gerçeği yansıtmayan indirimli satış kampanyaları yapılamaz
  • Tüketicilerin her yıl yeniden değerleme oranında arttırılacak olan 3 bin TL’ye kadar olan uyuşmazlıkları için mahkemeler yerine tüketici hakem heyetlerine müracaatta bulunma zorunluluğu vardır
  • Tüketici haklarını ihlal edenlere uygulanacak idari para cezaları tüketici hukuku kapsamı dâhilinde türüne göre farklı olarak hesaplanmaktadır

Tüketici Sözleşmesi

Tüketici sözleşmesi hakkında, makalemizin bu kısmında açıklama yapacağız. Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem tüketici sözleşmesi sayılır.

Tüketici hukuku içerisinde yer alan Kanun maddeleri incelendiği zaman şöyle bir tanımlama ortaya çıkmaktadır: “Tüketicinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla yaptığı ve karşı tarafın gelir elde etme amacı ile bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı, bayii, acente, kredi veren bütün sözleşmeler tüketici sözleşmesi olarak kabul edilir”.

Tüketici Hukuku Sistemleri

Tüketici hukuku sistemleri kavramını kendi içerisinde 3 gruba ayırabiliriz. Bunlar; objektif sistem, subjektif sistem ve karma sistemdir.

Objektif sistemde esas olan sözleşmedir. Tüketici sözleşmesi sayılan sözleşme çeşitleri (satış, eser, taşıma, hayat sigortası, paket tür, devre tatil, kapıdan satış vb.) kanunda sınırlı sayıda olmak üzere tek tek gösterilir. Bu sözleşmeler tüketici sözleşmesi olarak kabul edilir. Sözleşmenin taraflarının herhangi bir önemi yoktur. Kanunda sayılan sözleşme tipleri dışında kalan sözleşmeler tüketici işlemi olarak hiçbir şekilde kabul edilmez.

Tüketici hukuku kapsamında yer alan subjektif sistemde esas alınan temel unsur tüketicidir. Tüketici esas alınarak tüketicinin taraf olduğu tüm sözleşmelerden kaynaklanan ihtilaflar tüketici işlemi yani sözleşme olarak kabul edilir. Bu sistemde taraflardan birinin tüketici karşı tarafın müteşebbis (satıcı, sağlayıcı, üretici, ithalatçı vb.) olması yeterlidir. Yapılan sözleşmenin adı, niteliği ve değerinin hiçbir önemi yoktur. Bu nedenle de bu sistemde tüketici ve tüketici işleminin tanımı oldukça önem taşımaktadır. Çünkü bu sistem tamamen TKHK’da yapılan tüketici ve tüketici işlemi tanımlarına göre şekillenir.

Objektif ve subjektif sistem, her iki sistemin uygulanmasındaki zorluklar göz önüne alınarak Kanun koyucunun, aynı hukuk sistemi içerisinde farklı kanunlar çıkararak bazı sözleşmelerde ise yapılan sözleşmenin türünü göz önünde bulundurarak, taraflar arasında yapılan sözleşmeyi tüketici işlemi olarak kabul etmesi halinde, karma sistemden söz edilebilir.

Tüketici Hakları Davaları

Tüketici hakları davaları belli şartlar sonucu oluşmaktadır. Tüketici Hukuku ile ilgili alanda ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar, şikâyete konu ürünün veya hizmetin bedeline göre ya Tüketici Hakem Heyetleri ile ya da Tüketici Mahkemeleri aracılığı ile çözüme kavuşturulacaktır. Buna göre her yıl düzenlenen fiyat uygulamasına göre ilk olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılmalıdır.

Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru; uyuşmazlık konusunu içeren dilekçenin hakem heyetine verilmesi ile başlar. Karşı tarafta 30 gün içerisinde cevaplarını bildirir. Bunun üzerine hakem heyeti dosya üzerinden inceleme yapar, gerekmesi halinde bilirkişi görevlendirir. Tarafların talebine bağlı olarak da uyuşmazlık hakkında karar verir. Tüketici Hakem Heyetlerinin başvurular sonucunda uyuşmazlık hakkında vermiş olduğu kararlar aynı mahkeme kararları gibi icra edilebilir niteliktedir. Ancak taraflardan biri, verilen kararın doğru olmadığını düşünüyorsa, kararların kedilerine tebliğ edilmesi tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Tüketici Mahkemesinde itiraz edebilecektir.

Tüketici hukuku konusu hakkında daha detaylı bilgi almak için Beylikdüzü Avukat ile iletişime geçebilirsiniz.